Mahmud Efendi rahmet ve minnetle anılıyor
Gönül yurdumuzun nadide varlıklarından biri olan Mahmud Ustaosmanoğlu Hocaefendi’ye geçen yıl bugün rahmet nasip oldu. Fatih Camii’nde kalabalık bir şekilde ebediyete uğurlanan Ustaosmanoğlu’nun cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve çok sayıda devlet adamı katıldı. Mahmud Efendi’nin cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından tekbirler eşliğinde Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’ne götürüldü. Ustaosmanoğlu’nun naaşı Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’nde merhum hocası Ali Haydar Efendi’nin yanına defnedildi. Tedavi gördüğü hastanede 93 yaşında rahmetine kavuşan Mahmud Ustaosmanoğlu Hocafendi rahmet ve minnetle anılıyor.
MAHMUD USTAOSMANOĞLU HOCAEFENDİ KİMDİR?
Alimler tarafından Hazret-ü Mevlânâ Eş-Şeyh Mahmud En-Nakşibendî El-Muceddidî El-Khâlidî El-Ûfi adını alan Mahmud Efendi Hazretleri, 1929 yılında Trabzon ili Of ilçesi Miço (Tavşanlı) köyünde doğdu. Babası köy imamı ve çiftçi Mustafa’nın oğlu Ali Efendi, annesi Tufan’ın kızı Fatıma Hanım’dır. Mahmud Efendi altı yaşında iken babası ve annesiyle birlikte hafız oldu. Hafızlığından mezun olduktan sonra Ramazan ayında Kayseri’ye giderek o yörenin saygın alimlerinden Tesbihcizade Ahmed Efendi’den Türkçe nahiv, nahiv ve Farsça öğrendi. Kayseri’de bir yıl kaldıktan sonra memleketi Of’a dönerek dönemin en ünlü kıraat alimi Mehmed Rüştü Aşıkkutlu Hocaefendi’den Kur’an okudu.
1952’DE ALİ HAYDAR EFENDİ İLE TANIŞTI
Mahmud Efendi hazretleri, belâgat, ilm-i kelâm, tefsir, hadis, fıkıh ve usûl-u fıkıh gibi aklî ve nakil ilimlerinde ihtisaslaşmış ulema ve şimdilerde âlimlerden olan kayınbiraderi Çalekli Efendi’den mezun olmuştur. Süleymaniye Medresesi’nin müderrisleri, şimdiki adı Hacı Dursun Fevzimal’dir. On altı yaşında lisans aldı. Okurken ders vermeye başladığı öğrencilerine yaklaşık yedi yıl ders verdikten sonra askere gitmeden önce izin verdi. 1952 yılı sonlarında askerdeyken hayatının akışını değiştirecek olan en büyük üstadı ve piri Ali Haydar Efendi ile tanışır. Ali Haydar Efendi Hazretleri, Osmanlı padişahlarının son dört padişahının sulh hocalarından olup, Meşîhat-ı İslamiyye’de Hey’et-i Te’lîfiyye reisliği yapmıştır. Askerden sonra Ahıskalı Ali Haydar, kendisini İsmailağa Camii’ne imam tayin etmesi için davet etti. 1954 yılında İsmailağa’da imam olarak göreve başladı. 1996 yılında 65 yaşına girince camiden emekli oldu.
BİNLERCE İMAM, NAMAZ VE MÜFTÜ ÖĞRETMENİ
Şeyh Ali Haydar Efendi’nin vefatı ile Mahmud Efendi Hazretlerinin hayatında yeni bir dönem başlamıştır. Bir yandan imamlık yaparak cemaatle, bir yandan talebe okutmakla, bir yandan da Ali Haydar Efendi Hazretlerinin vasiyeti ile müritlerin irşadı ile meşgul oldu. tarikat İmamı olduğu İsmailağa Camii’ni hem tekke, hem medrese, hem de irşad merkezi olarak kullanmıştır. Memleketinde pek çok talebe yetiştiren ve birçoğuna da askere gitmeden önce izin veren Mahmud Efendi’den, tıpkı Osmanlı medreselerinde olduğu gibi, İstanbul’da binlerce imam, vaiz ve müftü ders aldı. Mahmud Efendi ülkemizdeki yüzlerce köye giderek insanları ilim öğrenmeye davet etti. Kendi kendine, “Bir emrin, bir arzun var mı?” diye sordu. “Her mahalleye bir kız bir erkek medrese yapın” diyenlere cevap verirdi.