Trump, Tayvan’ın koruma için ABD’ye ödeme yapması gerektiğini söyledi
The Guardian’ın haberine göre, Trump, Bloomberg Businessweek’e verdiği röportajda, seçimleri kazanması halinde ABD’nin Tayvan’ı koruyup korumayacağı sorusunu yanıtladı.
Trump, ABD’nin “bir sigorta şirketinden farksız” olduğunu ve “Tayvan’ın ABD’ye hiçbir şey vermediğini” belirterek, “Onları korumamız için Tayvan’ın ABD’ye ödeme yapması gerekiyor” ifadesini kullandı.
Çin’in, Tayvan’a yönelik eylemlerine dikkati çeken Trump, “Onların yerinde olsam kendimi güvende hissetmezdim” değerlendirmesinde bulundu.
Trump, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken endüstrisinin neredeyse tamamını ele geçirdiğini ileri sürerek, “Tüm çip işimizi aldılar, çok zenginler. Sigorta poliçesinden farkımız olduğunu düşünmüyorum” dedi.
ABD’de nisanda Tayvan merkezli yarı iletken şirketi TSMC’ye de CHIPS Yasası kapsamında 6.6 milyar dolara kadar doğrudan finansman ve 5 milyar dolara kadar kredi sağlanacağı açıklanmıştı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın nisanda imzaladığı toplam 95 milyar dolarlık dış yardım paketine göre, 8.1 milyar dolar Hint-Pasifik bölgesine (Tayvan) destek amacıyla tahsis ediliyor.
ABD hükümeti, 2025 yılı bütçe teklifinde ilk kez Tayvan’ın öz savunmasını desteklemek üzere 100 milyon dolar özel ödenek talebinde bulunmuştu.
Tayvan sorunu ve ABD’nin tutumu
ABD, 1979 yılında Tayvan ile diplomatik ilişkilerini keserken, Washington, ‘tek Çin’ politikasını tanımakla birlikte Taipei yönetimiyle temaslarını sürdürmeye devam ediyor.
ABD, Güney Çin Denizi’nde adeta yüzen bir askeri üs olan Tayvan‘ın başlıca silah tedarikçisi olarak bilinirken, halihazırda ABD’nin adaya yaptığı silah sevkiyatının portföyü yaklaşık 19 milyar doları geçiyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın tahminlerine göre ABD’nin Tayvan’a yaptığı silah sevkiyatlarının toplam tutarı 70 milyar doları aşıyor.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (KMT/Koumintag) güçleri ile Mao Zıdong önderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) güçleri arasında yaşanan iç savaşta galip gelen Komünistler, 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmişti.
İç savaşı kaybeden Koumintag üyeleri ise Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan ‘Çin Cumhuriyeti’ iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek burada geçici hükümet kurmuştu.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kendi topraklarının parçası olduğu kabul edilen Tayvan, 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasındaki ayrılık hala sürüyor.
Pekin yönetimi Ada’nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımını dışlamayacağını vurguluyor.
ABD ile Çin arasında sıcak çatışmaya dönüşebilecek ‘stratejik rekabet sahası’ niteliğine bürünen Tayvan, petrol rezervleri ve balıkçılık açısından oldukça zengin olması nedeniyle ABD’nin bölgeye olan ilgisini daha fazla çekiyor.
ABD’nin Tayvan’ı askeri ve mali açıdan desteklemesi ve egemenliğinin koruyucu olduğu sözü vermesi, Çin’in ‘Tek Çin’ politikasının uygulanmasını engelleyerek cumhuriyetin egemenliğine ‘tehdit’ olarak değerlendiriliyor.
‘Tek Çin ilkesini’ vurgulayan Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Ada’yı 25 yıl aradan sonra ziyaret eden ilk ABD Temsilciler Meclisi Başkanı olan Pelosi’nin ziyareti, Ada’yı topraklarının parçası olarak gören Pekin’in tepkisini çekmiş, Çin ordusu ziyaretin ardından Ada çevresinde askeri tatbikatlara başlamıştı.